[7.GKK BLOG TURLARI 2.GÜN] Aşkın Gölgesi - Gülşah Elikbank | Kitap Yorumu + Alıntılar
Kitabın Adı : Aşkın Gölgesi
Yazarın Adı : Gülşah Elikbank
Yayınevi : Yabancı
Sayfa Sayısı : 337
Sayfa Sayısı : 337
Tür: Romantik,Dram
Edebiyat profesörü ve yazar olaan Esma,kocası öldükten sonra kızı Ece ile birlikte Berlin'de yaşamaya başlar.Sürekli annesiyle sorunlar yaşayan on yedi yaşındaki kızı Ece,bir gün bodrumda bir kitap bulur ve o kitapla birlikte annesini hiç tanımadığını fark eder.Bu kitabı bulmasının ardından Ece ve annesi Esma'nın hayatı hiç beklenmedik şekilde değişecektir. Gülşah Elikbank'ın kaleme aldığı ve dokuz ülkede yayımlanan romanı Aşkın Gölgesi,aile,arkadaşlık ve aşk üzerine yazılmış insanın içini ısıtan sıcacık ve etkileyici bir roman.
Merhabalar canlarım.
Biraz buruk bir şekilde giriş yaptığımın farkındayım.Ama inanın ki ne yazacağımı ne söyleyeceğimi bilemiyorum.Dilim tutulmuş durumda.Ne dersem hafif gelicek diye korkuyorum.Umarım yazarımız yorumumu okur ve kederimi bir parçada olsa anlar.Sizin için konuyu hafifçe açıklıyım ne dersiniz ? Sonra kitaba karşı koyamayacaksınız benden söylemesi.
Ece doğum gününde annesiyle beraber yaşadığı evin şarap mahzenine iner ve sandıkta bir kitap bulur.Kitabın yanında da bir mektup vardır.Annesinin uçaktan inmesine daha saatler olduğunu gören Ece vakit geçirmek için bu kitabı okumaya karar verir.Ama kararıyla annesinin geçmişini daha da kötüsü acılarını öğrenecektir.Anne ve kızın arasında oluşan bir bağ kurulmasına da sebep olacaktır bu kitap.
Öncelikle söylemeliyim ki Ahmet'ten,Cemalden ve Canan'dan nefret ediyorum.Sanırım en çok nefret ettiğim kitap karakterleri arasında ilk 10'a girmeyi başardılar kendileri.Yoluma çıksa Canan şu an hemen öldürebilirim.Canını kollarımda verir.İyi ki de gerçek bir karakter değil.Böyle insanlar yok değil gerçi.Varlar.Onların da süreleri sınırlıdır.Turca konuştuk ve karar şudur ki Canan'ı cidden hiç birimiz sevmemişiz.Hiiç.
Başka bir hususta Zeynep'in upps Esma'nın çektikleri.Canım,annem,kuzum sevgili Esma'cığım nasılsın iyi misin ? Bağrıma basmak istiyorum bu kadını.Evlat mı edinsem ddiye düşünmedim değil ama ben onu değil de o beni evlat edinebileceği için ancak pes ettim.
Ah Ece var bir de Ece,Ece,Ece ! Bu karakteri sevdiğimi mi söylemeliyim ne söylemeliyim bilmiyorum.Ama şunu söylemeliyim ki Ece olmasaydı Esma belki de hayatının sonuna kadar buruk ve mutsuz şekilde yaşayacaktı.
Demem odur ki siz siz olun bu kitabı alıp okuyun.İnsanların neler çektiğini nasıl aşklar olduğunu bu kitaptan sonra görüceksiniz.Ve bazı insanları öldürme istediğiniz çok hat safhalara çıkacak.Benden söylemesi.Öhüm son bir şey söyleyebilir miyim ? Dün yayınlanacak olan yorumum ve alıntıları bu gün okumuş olucaksınız ama alıntılar için alt satılara göz atmanız gerekecek ! Buyurunuz ;
ALINTILAR
"Evet doğru.Çok huzursuzum çünkü kontrolün benden çıkması beni deli ediyor.Kendime hakim olamıyorum artık.Bu aşk denen şey, sanki hastalık gibi.En kötüsü de bu hastalık insanın hoşuna gidiyor." Sayfa 28
Ahmet bu ismi onayladığını belli ederek "Kartopu" diye tekrarladı.Yavru kedinin siyah,ıslak burnunu hafifçe okşayarak yineledi ismi.
Vapur arkasında beyaz köpükler bırakarak Haydarpaşa'dan ayrılırken,iki sevgili kendilerini gökteki martılar kadar özgür hissediyordu.Martılar,simit yağmuru altında gibi bir o yana bir bu yana süzülürken attıkları çığlıklar,onların yüreğinde kahkahaya dönüşüyordu.Suları yararak ilerleyen vapur Eminönü'nü karşısında aldığında ortaya çıkan manzara Ahmet'e İstanbul kartpostallarını anımsatıyordu.Görkemli camilerin adeta göğe değen minareleri bu şehri kutsuyordu aşklarının onları kutsadığı gibi ! (sayfa 114)
"Çok canım acıyor anne.Kalbim acıyor.İnsanın yüreği acır mı oysa ? Çocukken defterlerime çizdiğim kalplerden geçirdiğim oklar gerçek sanki.Kalbimin orta yerine saplanıp kaldı hepsi.Kan yerine göz yaşı akıyor yüreğimden." (Sayfa 146)
"Bazıları için yalnızlık en hakiki dosttur.Yalnızlığın sesine kulak vermeyi bilenler için,kendini yeniden keşfetmektir yalnızlık.Yüreğinin arzularına yalnızlığının yol göstericiliğiyle ulaşır bazıları.Ama bazıları için yalnızlık en büyük düşmandır.Eğer yalnızlığın seni avuçları içine almasına müsaade edersen,bir daha asla eskisi gibi olamazsın.Günden güne yer bitirir seni yalnızlık.Yalnızlığın son bulsa da bir gün,sen artık başka birisisindir." diye cevapladı Mine Haanım gözlerine yerleşen şefkatle.(Sayfa 147)
"Hayat,silgi kullanmadan resim çizme sanatıdır.İçinde hem hatalar hem yalanlar vardır.Önemli olan senin o resme ne kattığındır kızım.
Seni çok seven annen..."(Sayfa 211)
"Biz hayaller kurmayı severiz.Keşke'leri belkileri severiz.Renklerden pembeyi severiz.Oysa içimiz kıpkırmızı,dışımız simsiyahtır.Çocukken gözlerimizde gökkuşağı vardır.Dünya rengarenktir.Büyüdükçe renkler terk eder insanı..." (Sayfa 223)
"Cemal gözlerini Zeynep'in göremediği ateşlerle yakarken 'Sen en kötü şartların içinde yokluğun ortasında ceneti görebiliyorsun Zeynep.Oysa benim gözlerim, o cennetin içinde sadece cehennemi arıyor.'dedi." (Sayfa 261)
"Son sözünü Canan'ın anlayacağı dilden söylemek için tüm gücünü topladı.
'Biliyorsun Canan arkadaşlık ağaca benzer,kurudu mu yeşermez.'dedi serinkanlılıkla.
Canan histerik bir kahkahayla "En azından Nazım'ı sevdiğini unutmamışsın" dedi."(Sayfa 303)
NOT : Desteklerinden dolayı ve bu kadar güzel bir kitabı bize yolladıklarından dolayı Yabancı yayınlarına ççook teşekkür ederim/z.Ve yazarımıza da böyle harika bir kitabı yazdığı için teşekkür ederim sayesinde ağla ağla ne hissedeceğimi şaşırdım.
Yorumlar
Yorum Gönder