Görme Biçimleri - John Berger | Kitap Yorumu
Yazarın Adı: John Berger
Yayınevi: Metis Yayınları
Görme konuşmadan önce gelmiştir. Çocuk konuşmaya başlamadan önce bakıp tanımayı öğrenir. Ne var ki başka bir anlamda da görme sözcüklerden önce gelmiştir. Bizi çevreleyen dünyada kendi yerimizi görerek bulunuruz. Bu dünyayı sözcüklerle anlatırız ama sözcükler dünyayla çevrelenmiş olmamızı hiçbir zaman değiştiremez. Her akşam güneşin batışını görürüz. Dünyanın güneşe arkasını dönmekte olduğunu biliriz. Ne var ki bu bilgi, bu açıklama gördüklerimize uymaz hiçbir zaman.
Görme konuşmadan önce gelmiştir. Çocuk konuşmaya başlamadan önce bakıp tanımayı öğrenir. Ne var ki başka bir anlamda da görme sözcüklerden önce gelmiştir. Bizi çevreleyen dünyada kendi yerimizi görerek bulunuruz. Bu dünyayı sözcüklerle anlatırız ama sözcükler dünyayla çevrelenmiş olmamızı hiçbir zaman değiştiremez. Her akşam güneşin batışını görürüz. Dünyanın güneşe arkasını dönmekte olduğunu biliriz. Ne var ki bu bilgi, bu açıklama gördüklerimize uymaz hiçbir zaman.
MERHABALAR!
Bu gün sizlerle senenin başında okuduğum,normal okumalarımdan değişik Çağdaş Sanat dersim için okuduğum bir kitapla karşınızdayım; Görme Biçimleri.
Umuyorum ki bu günkü yazımla sizi Çağdaş Sanat'a ya da Antik Çağ Sanat'ına bir adım daha yaklaştırabilir ve ilginizi çekerek sizi benim işimin gözönünden olan kısmına odaklayabilirim.Sanat tarihinde,yayınladığı bir çok kitabıyla adını yazmıştır olan John Berger Görme Biçimleri kitabıyla BBC'nin bir serisini kitap halinde getirmiş.Hatta seriyi izlemek isteyenler için de linkini buraya bırakayım.Kısa,minicik sizi sıkmayacağını düşündüğüm hatta aydınlatacak bir seriyi izlemenizi tavsiye ederim.
Yedi bölümden oluşan kitabın üç bölümünde daha çok görseller üzerinde durulmuş,kitabın içinde açıklama ile konulan görseller incelemeye tabi tutulmuşlar,ki bu benim en sevdiğim özelliklerinden biri oldu kitabın.Dediğim gibi yedi bölümden oluşan Görme Biçimleri daha çok makalelerin toplamından oluştuğu için bazı bölümlerde sıkıcı olabiliyor.Özellikle ilgi alanınız değilse biraz gözleriniz başka kitaplara kayabilir.Yine de tüm kitabı heba etmeyip en azından ilginizi çekecek bölümlere (özellikle altıncı ve yedinci bölümü öneriyorum,reklamcılığın ve sanatın iç içe geçmesini anlatan bir bölüm) bakmanızı tavsiye ederim.
Birinci bölümde "Work of ART" adı altında sanatın ticari olarak satılması ve öyle görülmesi tartışılmış.Sanat eserlerinin ticari olarak "satılmalarının" ne kadar doğru olduğu ve bunun üzerinde birinci bölümdeki yazarımızın kendisiyle olan tartışma niteliğinde yazılmış bir bölüm okuyoruz.
İkinci ve üçüncü bölümlerde ise "kadının" sanata etkisini ele alınmış versiyonu çıkıyor karşımıza.Sadece kadınların bir görsel öğe olarak kullanılması da değil,kadınların çıplaklığı ve sanatlarında kadınları çıplak olarak resmeden sanatların amaçlarını,göstermek istediklerini ve anlatmak istediklerini anlatıyor bu bölümlerdeki yazarımız.
Ardından yağlı boyayla ilgili bölüme geçiyoruz.Yağlı boyanın yükselen çağda elitlerin elinde bir zenginlik göstergesi olmasını ve bunun tabiriyle,amaçlarıyla bu bölümdeki yazarın düşünceleri karşımıza çıkıyor.
Ve yavaş yavaş sonlara doğru altıncı ve yedinci bölümde dijital dünyada,sosyal medyanın yahut reklamların sanatı nasıl kullandıklarını,nasıl kopyalarını ve bunu bize nasıl belli ettirerek,belli ettirmeyerek yaptıklarını okuyoruz.Kısacası geçmişten günümüze eğlenceli bir eleştirme söz konusu kitap boyunca.
Goodreadsten bir okuyucudan alınmış kitabın haritasıdır. |
Kitabın içeriğini anlattım size kısacık bir de kapak hakkında konuşalım ne dersiniz? Kapak aslında Rene Magritte adında bir sanatçının Key of Dreams (Rüyaların Anahtarı) adlı tablosudur.Rene Magritte aslında sanatında gerçeği olduğu gibi yansıtmayı kendine ilke edinmiş olan bir sanatçıdır.Tabii bazı tablolarında gerçekle,hayali karıştırdığı da olmuştur.
Rene Magritte - Key of Dreams (Rüyaların Anahtarı) |
Tabloya bakıldığında ise hepsinde birer nesne ve altlarında ise açıklamalar bulunmaktadır.Bu nesnelerin isimlerinin yazdığını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.Sanatçının Fransızca yazdığı kelimeler tabloda gördüğümüz nesneden farklı anlamlar taşıyan kelimeler örneğin cam bardağın altında yazan portakal kelimesi gibi.Yahut bir bayan ayakkabısının ay olarak yazılmış olması gibi.Bu kelimeleri bazıları ise Rene Magritte'in rüyaları yorumlanın kendi versiyonu olduğunu söylerler.Mesela rüyanızda birini ölü olarak ya da ölüyor gördüğünüzde o kişinin ömrünün uzaması gibi,ki bu da Rene Magritte'in zekasının bir yansımasıdır.
Kitap benim bazı noktalarda bilmediğim yerlere değindiği için ve ilgi alanıma girdiği için de gayet hoşuma giderek okudum.Yine de benim bile okumam uzun sürdü.Fakat bunun sebebi içime sindirerek,her bölümü aklımda daha da anlamlandırarak okuduğum içinde olabilir.
Uzun uzun yazdığım bu yorumu umarım beğenmişsinizdir! Elimden geldiğince bilgilendirici,yönlendirici ve doğru yazmaya çalıştım.Fakat hatalarım olduysa affola,yalnız unutmayın benim yazım kitabın içindeki yazılar gibi bir makale yazısı değil,olamaz da zaten.Ben burada sadece sizinle görüşlerimi ve bilgimi paylaştım,özellikle de ilgimi çeken bir kitabı.
Yazımı umarım beğenmişsinizdir!
BİR SONRAKİ YAZIDA GÖRÜŞMEK ÜZERE!
Sevgiler,
Ecrin
Beni buralarda da bulabilirsiniz;
Ecrin
Beni buralarda da bulabilirsiniz;
Bizim de bu sene Görsel Sanatlar ve Edebiyat dersimizde işlediğimiz bir kitaptı. Çok güzel yorumlamışsın kuzum. :)
YanıtlaSilSenin de yorumunu okumayı isterim Fatma! En kısa zamanda umarım sen de bir yorum yazarsın ^^
SilBence de doğru zamanı bekleyip okumalısınız.Çünkü ben kitapların doğru zamanı olduğuna bayağı gönülden inanıyorum.Sanat tarihi okuyorum hatta üçüncü sınıfım ve yakında dördüncü sınıf olup bitiricem ^^
YanıtlaSilTeşekkür ederim,beğenmenize sevindim :)