Genç Werther'in Acıları - Johann Wolfgang Von Goethe | Kitap Yorumu
Kitabın Adı: Genç Werther'in Acıları
Orijinal Dil: Die Leiden des Jungen Werthers
Yazarın Adı: Johann Wolfgang Von Goethe
Yayınevi: Can Yayınları
Evrensel boyutlara ulaşmış ünüyle, bugün dünya edebiyatının en büyük yazarlarından biri sayılan Goethe, henüz yirmi beş yaşındayken yazdığı Genç Werther’in Acıları’nda, kısa bir süre önce Charlotte adlı genç bir kadınla yaşadığı mutsuz ilişkiden yola çıkmıştı. Edebiyat dünyasına, karşılıksız aşk acısıyla intihara sürüklenen “romantik kahraman”ı armağan eden bu büyüleyici mektup-roman, şiirselliği ve yaşama tutkulu bakışıyla okurları mıknatıs gibi kendine çekmişti. Almanya’da dönemin gençliğini etkisi altına alan romanın, birçok kişinin intiharına neden olduğu, Werther’in giydiği mavi frak, sarı yelek ve çizmelerin o yıllarda moda haline geldiği, Napoléon’un bile kitabı sürekli yanında taşıdığı söylenir.
Son derece duyarlı ve tutkulu bir genç ressam olan Werther’in düşsel dostu Wilhelm’e yazdığı mektuplardan oluşan Genç Werther’in Acıları, edebiyatta akılcılığın yerini alan duygusallığın bir başyapıtıdır.
Evrensel boyutlara ulaşmış ünüyle, bugün dünya edebiyatının en büyük yazarlarından biri sayılan Goethe, henüz yirmi beş yaşındayken yazdığı Genç Werther’in Acıları’nda, kısa bir süre önce Charlotte adlı genç bir kadınla yaşadığı mutsuz ilişkiden yola çıkmıştı. Edebiyat dünyasına, karşılıksız aşk acısıyla intihara sürüklenen “romantik kahraman”ı armağan eden bu büyüleyici mektup-roman, şiirselliği ve yaşama tutkulu bakışıyla okurları mıknatıs gibi kendine çekmişti. Almanya’da dönemin gençliğini etkisi altına alan romanın, birçok kişinin intiharına neden olduğu, Werther’in giydiği mavi frak, sarı yelek ve çizmelerin o yıllarda moda haline geldiği, Napoléon’un bile kitabı sürekli yanında taşıdığı söylenir.
Son derece duyarlı ve tutkulu bir genç ressam olan Werther’in düşsel dostu Wilhelm’e yazdığı mektuplardan oluşan Genç Werther’in Acıları, edebiyatta akılcılığın yerini alan duygusallığın bir başyapıtıdır.
MERHABALAR!
Bu gün sizlerle yorumunu paylaşacağım kitabın hakkını ne kadar verebilirim bilemiyorum. Bu nedenle de gergin olmamı, yorumu yazarken sıkça kelimelerimi, cümlelerimi düzelttiğimi tahmin edebilirsiniz. Eğer yorumum, düşüncelerim hoşuna gitmezse sizin düşüncelerinizi de duymaktan memnun olurum o yüzden de yazımı okumayı bitirdiğiniz de aşağıya yorum olarak düşüncelerinizi bırakırsanız sevinirim.
Evet gelelim kitabımıza, Genç Werther'ın Acıları bizim kısaca bildiğimiz Goethe tarafından 18.yy (1774) da yazılmış mektup, roman türünde ve romantizm akımına mensup kitabımız. Zaten bu cümleyi duyduğunuzda etkilenmeden duramıyorsunuz. Çünkü 18.yy da yazılmış bir kitap ve o zamanlarda Almanya da türünün ilk örneği olan bir kitap nasıl olurda kişiyi etkilemez? İnanın ben de bu şekilde düşündüm ve kitabı okumamın ardından zaman geçtikçe kitapla ilgili duygularımın aslında yazarın istediği tarzda olduğuna karar kıldım. Bunun sebebi ise kitaptaki Werther aşkıyla ilgili acı çektiğinde, depresyona girdiğinde benim aslında bir şeyler hissetmiyormuş gibi görünmem fakat kitabı okurken benim de aşırı mutsuz, depresif hissetmemdi. Maalesef ki kitabı okurken bu duyguları anlamadım ve kitabı bitirdiğim de düşüncelerim "nasıl okudum ben bu kitabı, hiçte güzel değildi bana tek hissettirdiği mutsuzluk oldu!" idi. Bazı düşünceleri ve duyguları anlamak, özümsemek için o duyguları kelimelere dökmek gerekiyor. Kelimelere dökmediğinizde içinizde kalıyor ve o hisleri özümsemeden yok etmiş oluyorsunuz. Bana göre de Werther'ın yaşadıkları bu yöndeydi. Aşkını hayali arkadaşı Wilhem'e anlattıkça, mektup yazdıkça daha da karamsarlaştı, daha da üzüldü ve aşkı daha da alevlendi. Ayrıca Lotte'yi görmek, onunla vakit geçirmek ve bilakis ondan uzak durmak da onda aynı etkileri yaşattı.
Aynı zamanda kitapla ilgili düşüncelerimi de ifade etmekte zorlandığımı da belirtmeliyim. Ne denli açıklamaya çalışırsam, düşüncelerimi aktarmaya çalışırsam çalışayım tıkanıyorum. En başta bu yorumu yazmadan önce gerçekten tek düşüncem "kimsenin bu kitabı okumaması gerektiği" idi.Ama sonradan yorumu yazmaya başladığımda anladım ne kadar değerli olduğunu. Bu tarz kitapların, özellikle klasik diye tabir edebileceğimiz, milyonlarca insanın farklı zaman dilimlerinde okuduğu ve etkilendiği kitapları anlamak zor olabiliyor. Benim yaşadıklarımın da bu duygulardan, düşüncelerden ibaret olduğunu anlamam biraz geç oldu.
Sonuç olarak ilk okuduğumda ve kitabı ilk bitirdiğimde kesinlikle buraya gelip sizinle bir yorum paylaşacağımı düşünmüyordum. Yorumu bırakın kitapla ilgili konuşmak bile istemiyordum fakat dediğim gibi zaman ilerledikçe ve üzerinde düşündükçe kesinlikle fikirlerim değişti, gelişti. Bu sebeple de eğer okumak istiyorsanız buyurun okuyun ama dikkatli olun. Çünkü siz de benim gibi ilk okuduğunuzda Werther'dan da çektiği acılardan da, düşüncelerinden de uzak durmak isteyeceksiniz.
BİR SONRAKİ YAZIDA GÖRÜŞMEK ÜZERE!
Sevgiler,
Ecrin
Beni buralarda da bulabilirsiniz;
Ecrin
Beni buralarda da bulabilirsiniz;
Güzel bir tanıtım olmuş çok teşekkürler.
YanıtlaSilBen de yorumunuz için teşekkür ederim!
SilYıllar önce daha yirmili yaşlara girmeden önce ilk okuduğum klasiklerdendi. Tekrar okumayı düşündüğüm bir kitap. Binlerce genci etkilediği gibi beni de çok etkilemiş ve sarsmıştı.
YanıtlaSilKlasikler insanı bazen okurken bazen de okuduktan çok sonra etkiliyor. Ama mutlaka etkiliyor. Bazen ilk okumada, bazen ikinci okumada ...
Ben de sizin gibi yirmili yaşlarımın başında okumuş oldum. Belki de ileride tekrar okuduğumda farklı düşüncelere sahip olacağım. Dediğiniz gibi etkiliyorlar, sadece ne zaman etkileyecekleri belli olmuyor.
SilBen de kitabı okurken etkilenmiştim ama sonrasında etkisi çok uzun sürmedi :))
YanıtlaSilEvet, klasik kitapların okuyucuya öyle bir etkisi var. Demek ki çok kalbinize işlememiş :)
Sil