Kan Sözü - Richelle Mead | Vampir Akademisi #4 | Kitap Yorumu
Kitabın Adı: Kan Sözü
Orjinal Adı: Blood Promise
Serinin Adı: Vampir Akademisi (Vampire Academy #4)
Yazarın Adı: Richelle Mead
Yayınevi: Artemis Yayınları
Blogu baya boşladığımın ve ilgilenmediğimin farkındayım.Son üç yıldır -hatta blogu açtığımdan beri neredeyse- şubat ayları benim için ve blog için verimli geçmeyen aylar.Ocak ayında kendime verdiğim sözleri tutabiliyorum fakat şubat ayına gelince ben de bir durulma baş gösteriyor.O durulmayı aşmak adına bu hafta -evet tam olarak şubat bitmeden- iki yazı girmeye karar verdim.
Tatatataa Ecrin karşınızda sayın okuyucular!
Öncelikle yorumun bitiminde size serinin diğer kitaplarının yorumunu link olarak bıraktım düşüncelerime,görüşlerime oradan ulaşabilir,okuyabilirsiniz.
Goodreads'te kitap bittikten sonra hızımı alamayıp yorum tarzı bir şeyler karalamıştım.Ancak bu yazdıklarım yorumun yanında bir hiç.Bir de kitapla ilgili yorumuma girmeden değinmeliyim ki sizin diğer kitapları ve bu kitabı okuyup bu yorumu okuduğunuzu varsayıyorum.Oluşabilecek spoiler yeme olaylarından sorumlu değilim.
Ne diyordum? Goodreads'te yazdıklarım düşündüklerim yanında bir hiç.Seriyi çok seviyorum evet.Ama serinin beni sinir eden bir yanı da var.Richelle Mead'i de çok seviyorum evet fakat her kitapta sanki olayları unutmuş gibi tekrar,tekrar,tekrar,tekrar her şeyi anlatıyor baştan.Bu beni her devam kitabına başladığımda deli ediyor.Yazarın dilini ne kadar sevsem de bu özelliği kitabın okunmamasını hatta daha yavaş okunmasını sağlıyor bence.
Kitapla ilgili diğer yargılarıma geçersek;
Resmen kitapla ilgili düşüncelerimi beş madde ile sıraladım sayın okuyucu.Sevdiniz mi? Ben çok sevdim maddeleme işini.
Seriye devam ettiğimde -ki devam edicem kesinlikle- Rose'un ne saçma hareketler yaptığını yazarımızın neler getirceğini kızcağızın başına merak ediyorum.
Bunun yanında yukarıda yazdıklarımı okuyarak "kitabı hiç mi beğenmedin yani?" diye soranlarınız olucaktır.Normal bunu sormanız.Aslında kitabı o kadar beğendim ki neredeyse beş üzerinden beş vericektim kitaba.Fakat yukarıda saydığım o güzelim maddeler yüzünden yine beş üzerinden dört buçuk verdim kitaba.
Siz dördüncü kitabı okuduğunuzda neler hissetmiştiniz? Rose'u benim gibi salak buldunuz mu? Ya da güçlü buldunuz mu? Ben yazarımızın Rose'un güzelim geleceğini mahvettiğini hissediyorum bu sitemlerimin hepsi o yüzden.Yoksa cidden Rose'u da Dimitri'yi de o güzelim ailesini ve hatta Akademiyi bile seviyorum.
Fakat...Eh bu yorum ben bahanelerimi sayarsam bitmez.O zaman sizi daha önceki yorumlara yolluyalım;
Vampir Akademisi - Richelle Mead | Vampir Akademisi #1 Kitap Yorumu
Buz Öpücük - Richelle Mead | Vampir Akademisi #2 | Kitap Yorumu
Gölge Öpücük - Richelle Mead | Vampir Akademisi #3 | Kitap Yorumu
Orjinal Adı: Blood Promise
Serinin Adı: Vampir Akademisi (Vampire Academy #4)
Yazarın Adı: Richelle Mead
Yayınevi: Artemis Yayınları
Rose Hathaway'in hayatı bir daha asla eskisi gibi olmayacaktı. Kısa süre önce St. Vladimir Akademisi'ne düzenlenen saldırı, Moroi dünyasını sarsmıştı. Vampirlerin birçoğu ölmüştü. Fakat Strigoi'lar tarafından götürülen birkaç kurbanın yazgısı daha karanlıktı. Rose içinse bir kurban çok önemliydi. Dimitri Belikov. Dimitri! Şimdi Rose, yüzlerce Strigoi öldürdüğünü gösteren bir dövme taşıyordu ensesinde. Hem de çok nadir bulunan bir dövme. Rose seçim yapmak zorundaydı. En iyi arkadaşı ve hayatta kalan son Dragomir prensesi Lissa'yı korumak için ettiği yemini tutacak ya da Akademi'den ayrılarak sevdiği adamın peşine düşecekti. Aşkla ve tek başına! Dimitri'ye verdiği sözü tutmak için dünyanın öbür ucuna bile gidebilirdi. Ancak cevabı kan kokan bir soru Rose'un peşini bırakmıyordu. Dimitri kurtarılmayı isteyecek miydi?
Eyvah! İşler karıştı. Rose bu yükün altından kalkabilecek mi?
Dimitri'yi öldürmeyi başarabilecek mi?
Yoksa kapısına kadar gelen sonsuz aşka mı kapılacak?
Blogu baya boşladığımın ve ilgilenmediğimin farkındayım.Son üç yıldır -hatta blogu açtığımdan beri neredeyse- şubat ayları benim için ve blog için verimli geçmeyen aylar.Ocak ayında kendime verdiğim sözleri tutabiliyorum fakat şubat ayına gelince ben de bir durulma baş gösteriyor.O durulmayı aşmak adına bu hafta -evet tam olarak şubat bitmeden- iki yazı girmeye karar verdim.
Rose Hathaway'in hayatı bir daha asla eskisi gibi olmayacaktı. Kısa süre önce St. Vladimir Akademisi'ne düzenlenen saldırı, Moroi dünyasını sarsmıştı. Vampirlerin birçoğu ölmüştü. Fakat Strigoi'lar tarafından götürülen birkaç kurbanın yazgısı daha karanlıktı. Rose içinse bir kurban çok önemliydi. Dimitri Belikov. Dimitri! Şimdi Rose, yüzlerce Strigoi öldürdüğünü gösteren bir dövme taşıyordu ensesinde. Hem de çok nadir bulunan bir dövme. Rose seçim yapmak zorundaydı. En iyi arkadaşı ve hayatta kalan son Dragomir prensesi Lissa'yı korumak için ettiği yemini tutacak ya da Akademi'den ayrılarak sevdiği adamın peşine düşecekti. Aşkla ve tek başına! Dimitri'ye verdiği sözü tutmak için dünyanın öbür ucuna bile gidebilirdi. Ancak cevabı kan kokan bir soru Rose'un peşini bırakmıyordu. Dimitri kurtarılmayı isteyecek miydi?
Eyvah! İşler karıştı. Rose bu yükün altından kalkabilecek mi?
Dimitri'yi öldürmeyi başarabilecek mi?
Yoksa kapısına kadar gelen sonsuz aşka mı kapılacak?
Eyvah! İşler karıştı. Rose bu yükün altından kalkabilecek mi?
Dimitri'yi öldürmeyi başarabilecek mi?
Yoksa kapısına kadar gelen sonsuz aşka mı kapılacak?
Tatatataa Ecrin karşınızda sayın okuyucular!
Öncelikle yorumun bitiminde size serinin diğer kitaplarının yorumunu link olarak bıraktım düşüncelerime,görüşlerime oradan ulaşabilir,okuyabilirsiniz.
Goodreads'te kitap bittikten sonra hızımı alamayıp yorum tarzı bir şeyler karalamıştım.Ancak bu yazdıklarım yorumun yanında bir hiç.Bir de kitapla ilgili yorumuma girmeden değinmeliyim ki sizin diğer kitapları ve bu kitabı okuyup bu yorumu okuduğunuzu varsayıyorum.Oluşabilecek spoiler yeme olaylarından sorumlu değilim.
Ne diyordum? Goodreads'te yazdıklarım düşündüklerim yanında bir hiç.Seriyi çok seviyorum evet.Ama serinin beni sinir eden bir yanı da var.Richelle Mead'i de çok seviyorum evet fakat her kitapta sanki olayları unutmuş gibi tekrar,tekrar,tekrar,tekrar her şeyi anlatıyor baştan.Bu beni her devam kitabına başladığımda deli ediyor.Yazarın dilini ne kadar sevsem de bu özelliği kitabın okunmamasını hatta daha yavaş okunmasını sağlıyor bence.
Kitapla ilgili diğer yargılarıma geçersek;
- Rose salak,
- Dimitri salak,
- Akademidekilerin hepsi salak,
- Simyacılar?!?!?! (Resmen devam kitabı yazmak için sebep hazırlamış ve kendine bu sebebi "simyacıları" ortaya atarak bulmuş.Ki bakınız; yan seri)
- Rose'u sevenler salak (annesi,Adrian ve geri kalan herkes)
Resmen kitapla ilgili düşüncelerimi beş madde ile sıraladım sayın okuyucu.Sevdiniz mi? Ben çok sevdim maddeleme işini.
Seriye devam ettiğimde -ki devam edicem kesinlikle- Rose'un ne saçma hareketler yaptığını yazarımızın neler getirceğini kızcağızın başına merak ediyorum.
Bunun yanında yukarıda yazdıklarımı okuyarak "kitabı hiç mi beğenmedin yani?" diye soranlarınız olucaktır.Normal bunu sormanız.Aslında kitabı o kadar beğendim ki neredeyse beş üzerinden beş vericektim kitaba.Fakat yukarıda saydığım o güzelim maddeler yüzünden yine beş üzerinden dört buçuk verdim kitaba.
Siz dördüncü kitabı okuduğunuzda neler hissetmiştiniz? Rose'u benim gibi salak buldunuz mu? Ya da güçlü buldunuz mu? Ben yazarımızın Rose'un güzelim geleceğini mahvettiğini hissediyorum bu sitemlerimin hepsi o yüzden.Yoksa cidden Rose'u da Dimitri'yi de o güzelim ailesini ve hatta Akademiyi bile seviyorum.
Fakat...Eh bu yorum ben bahanelerimi sayarsam bitmez.O zaman sizi daha önceki yorumlara yolluyalım;
Vampir Akademisi - Richelle Mead | Vampir Akademisi #1 Kitap Yorumu
Buz Öpücük - Richelle Mead | Vampir Akademisi #2 | Kitap Yorumu
Gölge Öpücük - Richelle Mead | Vampir Akademisi #3 | Kitap Yorumu
Richelle Mead cidden her kitapta bir önceki kitabın özetini veriyor cidden ve bu beni de deli ediyor. Bir önceki kitabı unutanlar için iyi olabilir belki ama cidden insan sıkılıyor özet tarzındaki kısımlardan.
YanıtlaSilYa bu kitaptaydı sanırım ben artık Dimitri ve Rose ikilisine olan ilgimi kaybetmiştim. Bunun sebebi tabii ki Adriandı :D
Bir an önce yan seriye geçmeni ve yorumlarını okumayı umuyorum :D Vampir Akademisini unuttuğumdan pek diyecek bir şeyim yok ama Kan Bağına bir başla hele uuuu buralar hep dolucak :D
Yani beşinci ve altıncı kitapta da mı özet okuyacağım :( Bu haberin yıktı beni Eslem :(
SilSanırım bu sene içerinsinde bu seriyi bitirim yan seriye geçerim umarım yani :D Cidden yan seri o kadar mı güzel yahu *-*
Tam net hatırlamıyorum ama bu Richelle ablamızın vazgeçemediği bir huyu olduğu için okuyacaksın büyük bir ihtimalle :(
SilAdrianın baş karakter olduğu bir seriden bahsediyoruz, o kadar güzel bence :D
Yahu onu da beynim bir kaldıramıyor.Adrian baş karakter o.o Düşenemiyorum.Error veriyorum resmen :D
SilBen neden serı okuyamıyorum acaba 😭
YanıtlaSilAslında seri okumak cidden zor.O yüzdendir belki ^^
Sil