Bir Küçük Yalan - K.A.Tucker | Kitap Yorumu
Kitabın Adı: Bir Küçük Yalan
Orjinal Adı: One Tiny Lie
Serinin Adı: Ten Tiny Breaths (#2)
Yazarın Adı: K.A.Tucker
Yayınevi: Hyperion Kitap
Cleary kardeşler arasında olgunluğu ve güçlü kişiliği sayesinde ailesinin trajik ölümünün ve ablası Kacey'nin kendi kendine zarar verdiği dönemin üstesinden gelmeyi başaran ve daha dengeli olan kız kardeş, her zaman Livie oldu. Ama bu dış görünüşün ardında, babasının ona söylediği son sözlere tutunmuş küçük bir kız çocuğu vardı.
Babası ona, "Seninle gurur duyayım," demişti. Küçük kız da böyle olacağına söz vermişti. Ve geçen 17 yıl boyunca her seçiminde, her sözünde ve her davranışında, elinden gelenin en iyisini yaptı. Livie, sağlam bir plan ile Princeton Üniversitesine adım attığında amacına ulaşmakta kararlıydı: Derslerinde çok başarılı olacak, tıp fakültesine yönelecek ve bir gün evleneceği iyi ve saygın bir adamla tanışacaktı.
Planının bir parçası olmayanlar ise Jell-O fondipleri, hayır diyemediği cana yakın ve parti delisi oda arkadaşı, tabii bir de erkek kürek takımının muhteşem kaptanı Ashton'dı. Kesinlikle Ashton'dı. O, Livie'nin olmayan sinirlerini zıplatan kibirli bir pislik ve Livie'nin bir erkekte istemeyeceği her şeydi. Daha da kötüsü Ashton, Livie'nin ölçütlerine tam da uyan kişinin -yani Connor'ın en iyi arkadaşı ve evini paylaştığı kişiydi. Peki, o zaman Livie neden Ashton'ı düşleyip duruyordu?
Livie kendini, artık üstesinden gelemeyeceğini düşündüğü vasat notlar ve kariyer düşleri ile Ashton'a karşı hissetmemesi gereken duygular içinde buluverdiğinde babasına verdiği sözden ve bildiği tek kimlikten vazgeçmek zorunda kalacak mıydı?
Cleary kardeşler arasında olgunluğu ve güçlü kişiliği sayesinde ailesinin trajik ölümünün ve ablası Kacey'nin kendi kendine zarar verdiği dönemin üstesinden gelmeyi başaran ve daha dengeli olan kız kardeş, her zaman Livie oldu. Ama bu dış görünüşün ardında, babasının ona söylediği son sözlere tutunmuş küçük bir kız çocuğu vardı.
Babası ona, "Seninle gurur duyayım," demişti. Küçük kız da böyle olacağına söz vermişti. Ve geçen 17 yıl boyunca her seçiminde, her sözünde ve her davranışında, elinden gelenin en iyisini yaptı. Livie, sağlam bir plan ile Princeton Üniversitesine adım attığında amacına ulaşmakta kararlıydı: Derslerinde çok başarılı olacak, tıp fakültesine yönelecek ve bir gün evleneceği iyi ve saygın bir adamla tanışacaktı.
Planının bir parçası olmayanlar ise Jell-O fondipleri, hayır diyemediği cana yakın ve parti delisi oda arkadaşı, tabii bir de erkek kürek takımının muhteşem kaptanı Ashton'dı. Kesinlikle Ashton'dı. O, Livie'nin olmayan sinirlerini zıplatan kibirli bir pislik ve Livie'nin bir erkekte istemeyeceği her şeydi. Daha da kötüsü Ashton, Livie'nin ölçütlerine tam da uyan kişinin -yani Connor'ın en iyi arkadaşı ve evini paylaştığı kişiydi. Peki, o zaman Livie neden Ashton'ı düşleyip duruyordu?
Livie kendini, artık üstesinden gelemeyeceğini düşündüğü vasat notlar ve kariyer düşleri ile Ashton'a karşı hissetmemesi gereken duygular içinde buluverdiğinde babasına verdiği sözden ve bildiği tek kimlikten vazgeçmek zorunda kalacak mıydı?
Babası ona, "Seninle gurur duyayım," demişti. Küçük kız da böyle olacağına söz vermişti. Ve geçen 17 yıl boyunca her seçiminde, her sözünde ve her davranışında, elinden gelenin en iyisini yaptı. Livie, sağlam bir plan ile Princeton Üniversitesine adım attığında amacına ulaşmakta kararlıydı: Derslerinde çok başarılı olacak, tıp fakültesine yönelecek ve bir gün evleneceği iyi ve saygın bir adamla tanışacaktı.
Planının bir parçası olmayanlar ise Jell-O fondipleri, hayır diyemediği cana yakın ve parti delisi oda arkadaşı, tabii bir de erkek kürek takımının muhteşem kaptanı Ashton'dı. Kesinlikle Ashton'dı. O, Livie'nin olmayan sinirlerini zıplatan kibirli bir pislik ve Livie'nin bir erkekte istemeyeceği her şeydi. Daha da kötüsü Ashton, Livie'nin ölçütlerine tam da uyan kişinin -yani Connor'ın en iyi arkadaşı ve evini paylaştığı kişiydi. Peki, o zaman Livie neden Ashton'ı düşleyip duruyordu?
Livie kendini, artık üstesinden gelemeyeceğini düşündüğü vasat notlar ve kariyer düşleri ile Ashton'a karşı hissetmemesi gereken duygular içinde buluverdiğinde babasına verdiği sözden ve bildiği tek kimlikten vazgeçmek zorunda kalacak mıydı?
MERHABALAR!
Erasmusumun son günlerinde buraya hiç uğrayamadım.Yoğunluktan dolayı kendimi hep yorgun ve bitkin hissediyordum.O yüzden okuduğum,bitirdiğim kitapların yorumlarını bile sizinle paylaşamadım.Ama aklım bir yandan hep buradaydı çünkü bir kitabı bitirdikten sonra ya da bir filmi,diziyi tamamiyle izledikten sonra hep gelip burada sizinle paylaşmak istiyorum.Bu benim için artık bir içgüdü oldu resmen,güzel bir içgüdü.Şubat ayının ortasında uzun bir tren yolculuğunun ardından Lisbon'a varmış iken Bir Küçük Yalan'ı okumaya başladım.Serinin ilk kitabı olan On Küçük Nefes kitabını okuyup beğendiğim için de Bir Küçük Yalan'a başlama kararı almıştım zaten öncelerden.Yazarla da ilk tanışma hikayem de serinin ilk kitabıyla başlamıştı.
İlk kitapta gösterilen karakterlerden birini seçip -Livie- onun gözünden hayatını değiştiren noktaları bizimle paylaşmış yazarımız.
Sizinle ilk kitabın yorumunu paylaşmadığım için buraya açıklamalı yazmam lazımmış gibi hissediyorum.Çünkü aslında bence ilk kitapla ikinci kitabın kurguları gerçekten çok benziyor.Benziyor benzemesine ama güzel anlamda benziyor.
Nasıl benziyor onu da açıklayayım; ilk kitabın ardından ikinci kitapta Clearly kardeşlerden küçüğünün -Livie'nin- üniversiteye başlamasıyla ve küçükken yaşadıklarının izlerini yavaş yavaş hayatında görmesiyle,artık başkalarının hayatını düşünmeyi değil de kendi hayatını düşünmeyi öğrenmeye başlamasıyla On Küçük Nefes'e benziyor.Çünkü biz serinin ilk kitabı olan On Küçük Nefes'te Livie'nin ablası olan Kacey'i kendi hayatıyla boğuşurken ve de sorunlarıyla başa çıkmaya çalışırken okumuştuk.Aynı Bir Küçük Yalan gibi aynı zamanda da bu iki kız kardeş sorunlarıyla boğuşurken,hayatlarını toparlama aşamasında akıllarını başlarından alacak insanlarla tanışıp tamamiyle bulundukları yerden sarsılmalarıyla görüyoruz.
Açıkçası Bir Küçük Yalan kitabını On Küçük Nefes kitabından daha çok beğendim.Bence üçüncü ve dördüncü kitabın konularına baktığımı da göz önünde bulundurursak serinin en güzel kitabı Bir Küçük Yalan olabilirmiş gibi gözüküyor.
Yazarın diliyle ilgili de söylemek istediklerimi söyleyip sizi daha sıkmadan ve yazıyı uzatmadan bitireyim.Yazarın dili sizi alıp götürüyor.Kitabın başıyla sonunu,kaç sayfa olduğunu anlamadan okuyabiliyorsunuz.Ki bunu öyle aman aman aşk üçgenleri -bence çok romantik kategorisine girebilecek kitapların hazin sonu aşk üçgenleri- oluşturmadan sizi sadece bir ilişkinin aşamalarıyla,mutluluklarıyla kitaba bağlayabiliyor.
Son olarakta sizin önerebileceğiniz New Adult diyebileceğimiz,Romance diyebileceğimiz tarzlardaki kitap yorumlarınızı,önerilerinizi bekliyorum.
BİR SONRAKİ YAZIDA GÖRÜŞMEK ÜZERE!
Sevgiler,
Ecrin
Beni buralarda da bulabilirsiniz;
Ecrin
Beni buralarda da bulabilirsiniz;
Yorumlar
Yorum Gönder